Karaciğerde kist (başta kidatik kistler), hemanjiom, fokal noduler hiperplazi, adenoma, hamartom, apse gibi habis olmayan lezyonlar görülebileceği gibi habis tümörler de görülebilmektedir. Bunların bir kısmı karaciğerden kaynaklanmakta (karaciğer kanseri, safra kesesi kanseri, safra yolu kanseri), önemli bir kısmı da başka organlardan yayılım (metastaz) ile ortaya çıkmaktadır. Karaciğere en çok yayılım gösteren tümörler kolorektal tümörlerdir. Diğer birçok organda gelişen kanser de karaciğere metastaz yapmaktadır. Karaciğer tümörlerinin ana tedavisi, tümör olan segmentin veya lobun çıkarılmasıdır (rezeksiyon). Metastazların önemli bir kısmında da bu geçerlidir.
Daha önceden ameliyat düşünülmeyen birçok metastatik tümörlerde bugün rezeksiyon yapılabilmektedir. Rezeksiyonda önemli olan tümörün teknik olarak çıkarılmasının mümkün olup olmadığı ve geride kalan karaciğerin hastaya yetip yetmeyeceğidir. Bu kararın verilmesinde multidisipliner titiz, detaylı bir inceleme ve deneyim çok önemlidir. Geride kalacak karaciğerin yetmeyeceği durumlarda bu alanı (kalacak karaciğer) büyütme teknikleri de mevcuttur. Bu tekniklerin uygulanması da beceri ve deneyim gerektirmektedir. Karaciğer komplike bir anatomiye sahiptir. Vücudun en çok kanlanan organlarından biridir. Karaciğer hastalıkları da genellikle komplike hastalıklardır.
Bu durum ameliyatlarının da komplike olmasına neden olmaktadır. Başta kanama olmak üzere ameliyat sırasında ve sonrasında komplikasyon riski mevcuttur. Bu komplikasyonları minimuma indirmek, titiz bir ameliyat öncesi değerlendirme ve hazırlık, deneyimli ameliyat ekibi ve uygun cerrahi teknik ile iyi bir ameliyat sonrası bakım ile mümkündür.