Image

Pankreas Kistleri

Literatürde ‘Pankreas kistik lezyonları’ olarak bilinen pankreas kistlerinin sıklığı son yıllarda giderek artmaktadır. Pankreasın kistik lezyonları birbirlerinden farklı, heterojen lezyonları ifade etmektedir. Bunların klinik seyirleri, malignite (kansere dönüşme) potansiyelleri ve dolayısıyla tedavileri farklılık gösterir. Bu hastaların yönetimiyle ilgili çok sayıda kılavuz olmakla beraber, tanı ve tedavileri ile ilgili karar vermek zor olabilmektedir. Bazı hastalar için sadece takip yeterli iken bazı durumlarda kanser gelişme riski nedeniyle ameliyat zorunlu olmaktadır.

Pankreas Kistlerinin Başlıca Tipleri

Pankreasın kistik lezyonlarının sınıflaması aslında çok detaylıdır ve çok sayıda kistik lezyon vardır. Bunlardan başlıcaları aşağıda sıralanmıştır:   

  • Psödokist
  • Seröz kistadenom
  • Müsinöz kistik neoplazm
  • İntraduktal papiller müsinöz neoplazm (İPMN)
  • Solid psödopapiller neoplazm
  • Kistik nöroendokrin tümörler

Psödokistler yalancı kistlerdir. Akut pankreas iltihabı sonrasında gelişirler. Çoğu tedavi gerektirmez. Şikayete neden oluyorsa cerrahi veya endoskopik olarak mideye veya ince barsaklara drene edilmeleri yeterlidir. Yalancı kistlerde kanser riski yoktur. 

Seröz kistadenom daha çok kadınlarda görülür. Malignite (kanser gelişmesi) potansiyellerinin olmadığı kabul edilir. Bu nedenle genellikle ameliyat gerekmez. Büyüme ve buna bağlı olarak karın ağrısı, safra yollarında tıkanma, sarılık, mide boşalma güçlüğü oluşursa ameliyat gerekir. 

Müsinöz kistik neoplazm ve İPMN kanser gelişme riski olan kistlerdir. Bu hastalarda doğru tanı ve tedavi çok önemlidir. Bu kistlerin bazıları için dikkatli bir takip yeterlidir, ancak hastaların önemli bir kısmında mutlaka ameliyat gerekir. Ameliyat kararı kistlerle ilgili çok sayıda faktör dikkate alınarak verilir. 

Solid psödopapiller neoplazmlar daha çok kadınlarda görülür. Bu lezyonlarda ılımlı bir malignite davranışı vardır. Ameliyat gereklidir. Ameliyat sonrası sonuçlar çok iyidir. 

Tanı

Pankreas kistleri çok fazla çeşitlilik göstermektedir. Bu nedenle doğru tanı için bu kistlerin birbirlerinden ayırdedilmeleri zordur.  Ultrason genellikle yetersiz kalmaktadır. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve/veya manyetik rezonans (MR) tanıda çok önemlidir. Malignite şüphesi varlığında PET yardımcı olabilir. Endoskopik ultrasonografi (EUS) de görüntüleme açısından çok önemlidir. EUS sırasında biopsi alınması ve kist sıvısında örnek alınması da  mümkündür. Kist sıvısından alınan örneklerden biyokimyasal parametreler ve tümör belirteçleri çalışılabilir. 

Pankreas kistleri oldukça heterojen bir hastalık grubudur. Doğru tanı ve tedavi çok önemlidir. Tanı ve tedavide multidisipliner bir değerlendirme ve karar mekanizması gereklidir.   

Konu Hakkında Detaylı Bilgi Almak İçin İletişime Geçiniz