Safra kesesi taşlarının büyük çoğunluğu asemptomatiktir, yani belirti vermez ve başka nedenlerle yapılan incelemeler sırasında tesadüfen saptanır. Belirti vermeyen safra taşlarının %20 - %30’unda semptomlar gelişecektir. Taş safra kesesinin kanalını tıkarsa belirtiler ortaya çıkar. Özellikle biliyer kolik adı verilen yemeklerden sonra ortaya çıkan karın ağrısı görülür. Semptom olmayan hastalarda ameliyat gerekli olmayabilir. Ancak bazı hasta gruplarında belirti olmasa da ameliyat önerilmelidir. Orak hücreli anemi gibi hemolitik anemi varlığında ciddi semptomlar gelişebileceğinden ameliyat önerilir. Safra kesesi duvarının kireçlendiği (porselen safra kesesi) durumlarda, 2,5 cm’den büyük taş varlığında, safra kesesi ve pankreas ortak kanalının uzun olduğu durumlarda safra kesesi kanseri riski arttığı için ameliyat önerilmektedir.
Safra Kesesi Taşlarının Ameliyatsız Tedavisi
Safra kesesi taşlarının ilaçlarla tedavisi genellikle başarısızdır ve nadiren kullanılır. Safra tuzlarını içeren ilaç tedavisi ile tekrar taş oluşma riski çok yüksektir. Taş kırma olarak bilinen ESWL de kullanılmıştır ancak sadece tek taş olan durumlarda etkili olabilse de etkisi sınırlıdır. Laparoskopik kolesistektominin (kapalı safra kesesi ameliyatı) güvenli ve etkin şakilde kullanılası sonucunda ameliyat dışı tedaviler çok geri planda kalmıştır.
Kronik Safra Kesesi İltihabı (Kronik Kolesistit)
Safra kesesi kanalının (sistik kanal) geçici olarak tıkanması sonucunda ortaya çıkan tekrarlayıcı biliyer kolik atakları sonucunda kronik kolesistit (kronik safra kesesi iltihabı) oluşur. Ağrı sıklıkla yağlı yemekler sonrasında ortaya çıkar, karnın üst orta kısmında ve sağ üst kadranda hissedilir ve sırta doğru yayılabilir. Genellikle birkaç saat sürer. Ağrı 24 saatten uzun sürer ve ağrıya ateş eşlik ederse akut kolesistit düşünülmesi gerekir. Biliyer kolik ağrısı ile beraber bulantı, kusma ve şişkinlik de görülebilir.
Belirti veren (semptomatik) safra kesesi taşları olan hastalar taşa bağlı komplikasyonlara daha açıktır. Bu nedenle semptomatik safra taşları olan hastalara ameliyat önerilir.
Kronik kolesistit teşhisi hastanın öyküsü, fizik muayenesi ve ultrasonografi ile konuşur. Ultrason safra kesesi taşlarının teşhisinde son derece etkilidir. Safra kesesi taşı dışında başka problemler düşünülen hastalarda ek tetkikler de yapılabilir.
Semptomatik safra taşı hastalarının tedavisi safra kesesinin çıkarılmasıdır (kolesistektomi). Özellikle belirgin ve tekrarlayıcı şikayetleri olan hastalarda taşa bağlı komplikasyon riski yüksek olduğu için laparoskopik kolesistektomi (kapalı safra kesesi ameliyatı) gereklidir. Laparoskopik kolesistektomi ile hastaların %90’ından fazlasında semptomlar tamamen düzelmektedir.
Akut Taşlı Kolesistit (Akut Safra Kesesi İltihabı)
Safra kesesi kanalının taş ile tıkanması sonuçta akut taşlı kolesistite (akut taşlı safra kesesi iltihabı) neden olacaktır. Safra kesesi kanalının geçici olarak tıkanması akut kolesistite neden olmayabilir, ancak tıkanıklık geçmezse akut iltihap (kolesistit) gelişir. Safra kesesinde biriken safra sekonder olarak enfekte olur. Tıkanmanın devam etmesi sonucunda safra kesesinde kanlanma bozukluğu (iskemi) ve hücre ölümü (nekroz) gelişecektir. En sonunda gangrenöz kolesistit adı verilen tabloya kadar gidiş olabilir.
Hastada ateş, karın ağrısı (sağ üst kadran ağrısı), hassasiyet gibi belirti ve bulgular olabilir. Ana safra kanalının etkilendiği durumlarda hafif sarılık ve bilirübin yüksekliği görülebilir. Karaciğer enzimlerinde hafif yükselme ve beyaz küre yükseklği akut kolesistiti düşündürür.
Akut kolesistit teşhisinde ultrasonografi duyarlı ve güvenilir bir araçtır. Ultrason ile safra kesesinde taş varlığı, safra kesesi duvar kalınlığı, kese etrafında sıvı varlığı değerlendirilebilir. Hastaların çoğunda öykü, fizik muayene, ultrason ve kan tetkikleri ile tanı konulabilir. Bazı durumlarda bilgisayarlı tomografi de kullanılabilir ancak akut taşlı kolesistit tanısında ultrasonografi daha duyarlıdır.
Akut kolesistit tedavisi:
Akut kolesistit hastalarının çok büyük bir kısmında enfeksiyon olduğundan uygun antibiyotik tedavisi başlanır. Geçmişte önce antibiyotik tedavisi ve bundan 6 hafta sonra ameliyat sık uygulanan yaklaşımdı. Ancak günümüzde semptomların başlamasından sonra ilk bir hafta içinde ameliyatın yapılabileceği kabul edilmektedir. Bu yaklaşım güvenli ve tercih edilen yaklaşımdır. Ameliyata uygun görülmeyen hastalarda önce antibiyotik tedavisi, 6 hafta sonra ameliyat yapılabilir. Bu yaklaşımın avantaj ve dezavantajları ile ilgili olarak hastanın bilgilendirilmesi gerekir.
Safra kesesi iltihabında yapılan ameliyat laparoskopik kolesistektomidir (kapalı safra kesesi ameliyatı). Açık ameliyat hasta güvenliği söz konusu olduğunda nadiren gerekli olmaktadır.